Başlıklar
Gaziemir Devlet Hastanesi’nde beyaz kod sürecine müdahale ve deontolojiye aykırı özür belgesi: Tepkiler büyüyor
İzmir Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nin eski başhekimi Dr. Doğan Yıldırım’ın görev süresine ilişkin iddialar yeni bir boyut kazandı. Daha önce hemşirelere yönelik “Komutanısınız” ifadesiyle eleştirilerin odağına yerleşen Yıldırım’ın, bu kez bir beyaz kod sürecinde hastaya yazılı özür dilediği ve bu özrün mahkemede delil olarak kullanıldığı ortaya çıktı.
Beyaz kod veren hekimin karşısında, başhekimin imzasıyla gelen özür
İddiaya göre olay, boğaz ağrısı ve ateş şikâyetiyle acil servise başvuran bir hastanın, hekim tarafından muayene edilmesiyle başladı. Acil bir patolojiye rastlanmayan hastaya poliklinik takibi önerildi. Ancak hasta, reçete yazılmamasını gerekçe göstererek hekime karşı tehditkâr bir tutum sergiledi. Hekim, olay üzerine beyaz kod verdi ve süreç adli makamlara intikal etti.
Olayın ardından hasta, hekimin kendisine ilaç yazmadığını öne sürerek CİMER’e şikâyette bulundu. Soruşturma sürecinde ise Başhekim Dr. Doğan Yıldırım’ın hastaya yazılı bir özür mektubu sunduğu öğrenildi. Bu belge, hasta tarafından mahkemeye sunuldu ve beraat almasına yol açtı.
Deontoloji Tüzüğü açık: Hekim kanaati dışında belge verilemez
Yıldırım’ın yazdığı özür belgesi, tıp etiğinin temel taşlarından biri olan Deontoloji Tüzüğü’nün 16. maddesi ile açıkça çelişiyor. İlgili maddede,
“Tabip, bir kimsenin sıhhi durumu hakkında yalnızca bilimsel yöntemlere dayanarak şahsi gözlem ve vicdani kanaatine göre rapor verir. Hususi bir maksada ya da hatır için rapor veya belge düzenlenemez.”
ifadeleri yer alıyor.
Bu nedenle, başhekimin hasta lehine özür dilemesi hem hukuki süreci etkileyici nitelikte bir belge sunması hem de tıbbi etik dışı davranış sergilemesi nedeniyle sağlık camiasında büyük tepki topladı.
Bir yönetici krizi daha: Liyakat eksikliği gündemde
Uzmanlar, yaşanan olayın sadece bir bireysel hata değil, aynı zamanda kamudaki liyakat eksikliğinin acı bir yansıması olduğunu belirtiyor. Başhekim gibi yüksek sorumluluk taşıyan makamların, sadece yönetsel becerilerle değil, etik ve hukuki donanımla da donatılmış kişilerce yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Sağlık çalışanları, etik dışı uygulamalara ve yönetsel zafiyetlere karşı daha duyarlı olunması gerektiğini belirterek, benzer olayların tekrar yaşanmaması için atama süreçlerinde liyakatin esas alınmasını talep ediyor.
