Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde görev yapan personel arasında son dönemde artan gerginlik iddiaları dikkat çekiyor. Çalışanlar arasında huzursuzluk yaşandığı, bazı personele sürekli tutanak tutulduğu, baskı yapıldığı ve hatta farklı ilçelere sürülme tehdidinde bulunulduğu ileri sürülüyor.
Eğer bu iddialar doğruysa, durum yalnızca bir kurum içi huzursuzluk değil; aynı zamanda toplum sağlığını doğrudan etkileyen ciddi bir kriz anlamına geliyor. Çünkü 112 çalışanı, günün her saati ambulansın direksiyonuna geçen, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide görev yapan insanlardır. Bu insanlara destek olmak yerine korku aşılayan bir yönetim anlayışı, hem çalışma barışını hem de hizmetin kalitesini zedeler.
Sağlıkta disiplin, korkuyla değil adaletle sağlanır. Korku altında çalışan personelden hata değil, mucize beklenir hale gelir — oysa sağlık sisteminin ayakta kalabilmesi için motivasyon, güven ve saygı gerekir.
Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, İl Sağlık Müdürü Dr. Miraç Çavdar, AK Parti İl Başkanı Mehmet Aydemir ve ilin milletvekilleri bu iddialardan haberdar değilse haberdar olmalı; haberdarlarsa da sessiz kalmamalıdır. Çünkü bu mesele yalnızca idari bir çekişme değil, doğrudan insan hayatını ilgilendiren bir konudur.
Ambulans sireninin sesi, bir vatandaşın umududur. O umudu taşıyan sağlık çalışanlarını baskıyla, tehditle, tutanaklarla yıpratmak; sadece o personeli değil, toplumun tamamını yaralar. Artık bu sessizliğin bozulması, bu iddiaların araştırılması gerekiyor.
112 çalışanı alkışla değil, adalet ve saygıyla ayakta kalabilir. Devletin herhangi bir yerinde bir yara varsa, özellikle bu yara sağlık alanındaysa, dile getirmek bir sorumluluktur — hem vicdani hem toplumsal.



Mobingten intihar mı etsinler, bu baskılarlar sağlık personeline sağlam hastayı bile öldürtür